Suskunum... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk benimkisi...
Konuşacak bir şeyim olmadığından değil ama, cesaret edemiyorum artık. Öylesine alışmışım ki içimdeki sana!!!
Seviyorum seni…ama söyleyemiyorum...
Bak böylesine rahat binlerce kere söyleyebiliyorum ya da yazabiliyorum kağıda milyonlarca kez..
Seviyorum seni…ama
Paylaşmayı denersem kaybedeceğim korkusu benimkisi.Kaybetmekten korktuğum bana ait bir sen.İçimdeki sen!!!…
İçimden çığlık atarak susuyorum...
Susuyorum...
İçimde o kadar güzelsin ki...
Sana susuyorum...
Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor".
Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi. Benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar tekrar... O hiç sevmediğim yüzlerinde maske var ya bunların dediğim insanlardan olacağım…
Her soğuk üşütmediği gibi,her ateşte yakamazmış insanı... üşüyorum ; alev alev üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime yazmadan sana suskunluklarım var ya;
kurduğun cümlelerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir
şey değil...
Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler...
Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam...
Tüm çabalarımı bir celsede dar ağacında asmak istiyorum bugün.
Üşürken alev alev yanmaktan ve yanarken üşümekten kurtulmak istiyorum.
Çığlık çığlığa suskunluğumu dinlemekte istemiyorum.
kalemin ucuna gelip de silinen söyleyemediklerim yakıyor artık…
Kaybetmekten korktuğum içimdeki seni kendimden saklamak istiyorum
alıntı