Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Gece’ koyardım…
Simsiyah gözlerindeki parıldayan yıldızlarla, insanlara Tanrı’nın yarattığı kainatın aynasını göstersin diye…
Bir kızım olsaydı eğer , adını ‘Mevsim’ koyardım…
Dört ayrı mevsimin bütün güzelliklerini, beşinci bir mevsim gibi kendinde taşısın ve bazen bir sonbahar gibi hüzünlü, bazen de bir yaz günü gibi ışıl ışıl olsun diye…
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Hüzün’ koyardım…
Bütün duygular içinde insana en çok yakışan bu duygu gibi,ait olduğu her yere ruhunun rengini katsın diye…
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘ Deniz’ koyardım…
İnsanlar bin yıllardır kan kırmızısına çevirmek için uğraştıkları halde, inatla bir çocuğun mavi gülüşünü yüzünden eksiltmeyen dünya gibi,insanlara mavi gözbebekleriyle baksın diye….
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Nisa’ koyardım…
Kadın gibi kadın olsun ve şairi Tanrı olan en güzel şiiri insanlara fısıldasın diye…
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Yağmur’ koyardım…
Yağan rahmetin insan ayırt etmeden yağması gibi, zalimin de iyinin de başına adaletle yağsın diye…
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Su’ koyardım…
Onun kadar saf, onun kadar duru, onun kadar hayat kaynağı olsun ve insanlar ondan vazgeçmesin diye…
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Havva’ koyardım…
Hayat onunla başlasın ve bir adam, onun uğrunda cennetten tekrar kovulmayı göze alacak kadar sevsin diye…
Bir kızım olsaydı eğer, adını ‘Masal’ koyardım…
Bir ömür boyunca benim hayatımın benden ona miras kalacak olan masalını, gözbebeklerinde ve kelimelerinde bütün insanlara anlatsın diye…
alıntı