Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor Hitskin_logo Hitskin.com

Bu Hitsikin.com temayı önceden görmekte fırsat veriyor.
Tema yerleştirmekTemanın fişine geri dönmek

DeRYaLı GüNLeR
Forumumuzdan Faydalanmak icin Üye Olun.. (:

Üye olduktan sonra katilimci olun ki sizleri yakindan taniyalim, bunun icin kendinizi tanitmak ve paylasimci olmak yeterli olucaktir..

DeRYaLı GüNLeR Yönetimi.. (;

Hoşçakal
DeRYaLı GüNLeR
Forumumuzdan Faydalanmak icin Üye Olun.. (:

Üye olduktan sonra katilimci olun ki sizleri yakindan taniyalim, bunun icin kendinizi tanitmak ve paylasimci olmak yeterli olucaktir..

DeRYaLı GüNLeR Yönetimi.. (;

Hoşçakal
DeRYaLı GüNLeR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


DeRYaLı GüNLeR Sitesine Hoşgeldiniz. Daha Fazlası için Üye Olun ...
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapYurdum kadını ne zulümler yaşıyor Kayitol

 

 Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
güneşin_kızı
Kadıncamoderatör

Kadıncamoderatör
güneşin_kızı


Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 02/12/09
Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 20
Teşekkür Edildi Teşekkür Edildi : 1
Puan Puan : 42

Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor Empty
MesajKonu: Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor   Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor EmptyPerş. Mart 18, 2010 11:48 pm

Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor


Odanın içini o garip hava kaplamıştı yine. Eşyalar daha bir donuklaşıyor, renkler giderek özünü kaybediyordu...





Neslihan Sultan Pala'nın Yazısı...

Odanın içini o garip hava kaplamıştı yine. Eşyalar daha bir donuklaşıyor, renkler giderek özünü kaybediyordu. Yükselen tiz erkek sesi televizyondaki spikerle yarışıyordu adeta. Bir el darbesiyle onun da sesi kesildi ve televizyon da bu sessizliğin bir parçası oluverdi.
Konuşan, bağıran odayı üç adımda bitiirip tekrar dönen; üç adımı beşe, beş adımı dörte düşüren yalnızca erkekti. Yakası bağrı açılmış, beyaz gömleğinin birkaç düğmesi kopmuş, saçı başı birbirine karışmış, alnındaki terler yüzüne doğru süzülmeye başlamıştı. Ne amaçla büyüttüğünü kendisinin bile bilmediği göbeği, nefes alıp vermesini zorlaştırıyor, soluklarını hırıltıya dönüştürüyordu. Birden kendisinden beklenmeyecek bir çeviklikle dönerek;
“Kahpe!” diye bağırmaya başladı. Ardından bir tokat sesi. Oda sessiz, oda mağdur, eşyalar suskun, hava ağır, kadın ağlamaklı. Bir tokat daha, bir tokat daha derken sayısız şaklamalar sonucunda kadın yığıldı yere. Beyaz elleriyle kendini korumaya çalışıyor, ağladıkça coşuyor, sesini kendisi bile tanımıyordu.
“Ağlama, ağlayıp beni daha da cinlendirme, o....” diyerek yine sahneye çıktı erkek. Kadına hiçbir anda fazla rol verilmemeliydi ona göre, ağlarken bile...
“Kes ulan, hala zırlıyor. Ulan seni bana sayıyla mı verdiler ha, lanet karı. Evlendiğmiz güne lanet olsun. Sen benim ömrümü yedin, bıktım senden eşek oğlu eşek...”
Gitti, odaları dolaştı, adım attığı her yerde, her nesne nasibini alıyordu. Demin mutfak kapısının camı, şimdi orta sehpa, az sonra kimbilir ne, malum darbeyi tadacaktı.
Kadın binbir umutla evlendiği evinin erinden sevgi, şefkat, arkadaşlık, paylaşım yerine; hakaret, küfür, dayak alıyordu payına.
Nereden buldu bilinmez, bir sopa geçmişti eline erkeğin, kalın bir o kadar da uzun. Taşımakta hiç zorlanmıyordu, güçlü kuvvetliydi kasları. Elini yukarı kaldırdığında kadının gözbebekleri büyüdü başını korumaya çalışırken, sopa hışımla beline inivermişti işte.
“Ahhhhh!” yine bir çığlık kapladı odayı. Ölesiye, öldüresiye darbeler sonunda erkek duruverdi. Kendini bir koltuğun üzerine olanca ağırlığıyla bıraktı. Hırıltıları devam ediyor, hırıltıyla tıslama karışık bir tonla konuşmaya devam ediyordu. “Gideceksin ulan, s.....rip gideceksin baban evine!”
Kadın inleyerek yüzüne baktı. “Ellerin kırılsın e mi” dedi, sanki demesiyle kırılacakmış gibi. İçi dolu doluydu, gücü yetse neler yapacaktı ama sadece ağlıyor ve beddua ediyordu. “Allah da seni sızlatsın inşallah”
Saatlerce sürdü bu anın uzantıları. Hıçkırıklar susmadı. Ağızının kenarından akan kanı yeni fark eden kadın yine aynı tınıda sarsılarak ağlıyor, bacağındaki mora, yüzündeki şişliklere el yordamıyla bakıyor, enkaz haline gelmiş bedeni hıçkırıklarla sarsılyordu.
Neye ağlıyordu bu kadın, kadınlar niye ağlıyordu, çaresizliğine mi, kaderine mi, canının acısına mı, acizliğine mi? O an ne önemi vardı ki. Hiç. Koskoca bir hiç uğruna belki de.
Erkek susmuştu nihayet. Elleri inip kalkmaktan yorulmuştu belki de. Kolay değildi tabii bir kadını dövmek, bir babahindi gibi kabarıp, atmaca gibi onun üzerine saldırmak.
Kadın tutuna tutuna kalktı. Kocasından tarafa bakmamaya gayret ederek, ağır aksak yürüdü. Ayağı incimiş, beli kopmuşcasına ağrıyordu. Bir eli belinde, bir eli şişmiş kafasında, başı önde, çelimsiz vücudunu sürüklüyordu.
İçeriki odaya gitti. Yatağa uzanarak ağlamaya devam etti. Ama bu kez sessiz sessiz, içten içe, sarsılmadan, sıcak gözyaşlarını silmeden ağladı.
Erkek mi, o çoktan öfkesini dindirmiş, sebepleri unutmuş, rahatlamış, sigarasını yakmış bir türkü tutturmaya başlamıştı bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yurdum kadını ne zulümler yaşıyor
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» kadını ağlatmayın
» Ve Tanri Kadini Yaratti...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DeRYaLı GüNLeR :: DeRYaLı GüNLeR.FoRuM Hakkında :: Genel Başlıklar (Kategorisiz)-
Buraya geçin: